BİR ÇIKIŞ YOLU: TIBBİ VE KOZMETİK BİTKİLERİ . YENİCE’DE TIBBİ VE KOZMETİK BİTKİLERİ SEKTÖRÜ OLUŞTURULABİLİR Mİ? Zümrüt Yenice. Zümrüdünü yeşilinden alan Yenice. Serdar Akca 10.04.2008 |
Maalesef bu güne kadar biz bu doğal nimeti bu iki kalemin dışında düşünemedik hiç. Mesela orman içindeki bitki örtüsü çeşitliliğinin bir anlamı olup olmadığını, ilçe için yeni bir katma değer oluşturup oluşturmayacağını hesaba katmadık hiç.
Oysa bitkiler geçmişten günümüze hep şifa kaynağının merkezinde yer almışlardır.
Kimyasal ilaç sanayinin bugün ki kadar gelişmediği devirlerde bitkilerin kendisi bizatihi ilaç olarak kullanılmıştır. Bu gün ise kimyasal ilaç sanayinin bile en önemli hammaddesi bitkilerdir. Kaldı ki birçok ilâcın kimyasal yapısı, yapı formülü bitkiler esas alınarak araştırılmaktadır.
Bunun yanında birde alternatif tıp denilen ikinci bir yol var ki oda büyük oranda bitkiler üzerine kurulu. Bu özelliği ile birlikte bitkisel ilaçların tamamlayıcı tıp denilen bir bilim dalını oluşturduğu ifade edilmekte ve bitkisel ilaçlar ile tedavi yöntemine fitoterapi denilmektedir. Fitoterapi dünyada yaklaşık 50 yıldır kullanılırken Türkiye'de son 10 yıldır kullanılmaya başlanmış bir bilim dalıdır. Avrupa da fitoterapi dersleri eczacılık fakültelerinde uzun yıllardır okutulurken ülkemizde de son dönemlerde bu derslerin verildiği biliniyor. Fitoterapi yani bitki ile tedavi yöntemi büyük bir pazar pastasına da sahip. Mesela 2002 yılında 6,8 milyar dolarlık bir paya sahip olmuş.
Avrupa’da eczacılar reçete kapsamında bitkisel ilaç hazırlayıp verebiliyor. Dünya sağlık örgütü araştırmalarına göre dünya nüfusunun yaklaşık %80’inin sağlık hizmetleri açısından geleneksel tıbba bağlı olduğu ifade ediliyor. Bu oranın ülkemizde de oldukça yüksek olduğu bir gerçek.
Bitkilerin kullanım alanları sadece tıp ve eczacılık ile de sınırlı değil. Bunun yanında birde en önemli girdisi bitkisel yağlar, bitkisel ekstraklar ve aromatik bitkiler olan kozmetik sanayi var ki 2005 yılı verilerine göre dünya kozmetik pazarı 116,7 milyar Euro olarak açıklanmaktadır. Bunun 650 milyon Euro’luk kısmını hammadde pazarı oluşturuyor.
Kısacası tıbbi bitki pazarı büyük bir sektör ve ticareti yapılan tıbbi bitkilerin % 50’si gıda, % 25’i kozmetik, % 25’i ise ilaç sanayinde kullanılıyor.
Uzmanlar ülkemizde on binin üzerinde bitki çeşidi olduğunu ve bunlardan yalnızca üç bin tanesinin sadece Türkiye’de yetişen endemik bitkilerden oluştuğunu ifade ediyor. Bugün bu bitkilerden 500 çeşidinin tıbbi bitki statüsüne sahip olduğu biliniyor. Bu bitki türlerinin 100 kadarı özellikle Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir. Ancak bu konuda ki araştırmalar artıkça bu sayının daha da artacağı belirtilmektedir.
Ülkemizde özellikle Akdeniz bölgemizde yaygın olarak bir geçim kaynağı haline dönüşmüş bulunan tıbbi ve kozmetik bitki sektörü doğada hazır yetişen bitkileri toplamanın yanı sıra kapalı ve açık alanlarda üreticiliği de kapsıyor.
Şimdi en başta sorduğumuz soruyu bir kez daha soralım? Yenicenin doğal zenginliğinin bir parçası olan bitki örtüsü çeşitliliği bizim için ne ifade ediyor? Acaba bu çeşitliliğin içerisinden yeni bir iş kolu çıkarmak mümkün mü?
Bunun için öncelikle Yenice ormanlarında bulunan bitki türlerinin bir haritasının çıkarılması gerekmektedir. Bu amaçla özellikle Eczalık ve Ziraat fakülteleri ve Türkiye Eczacılar Birliği ile iş birliği yapılmalıdır.
Ayrıca bu sektörlerin ihtiyacı olan ekonomik değeri yüksek, ilçe iklim ve toprağıyla uyumlu yetiştiriciliği kolay bitki türleri de tespit edilerek kapalı seralarda ve açık alanlarda da üretimi teşvik edilmelidir.
Bu çalışmalarla eş zamanlı olarak tedarikçi kanallarından ilaç ve kozmetik üreticileri ile de işbirliğine gidilmelidir. Zira ülkemizdeki bazı kozmetik üreticilerinin ülke içerisinde bitki arama amaçlı Arge bütçesi ayırdıkları bilinmektedir. Ayrıca bazı firmalar üretimde kullandıkları bitkileri kendileri üretme yoluna giderek ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Hiç şüphesiz ki bu alanda en büyük tedarik yurt dışından ithalat yoluyla sağlanılmaktadır. Mesela bugün İstanbul mısır çarşısında attarlarda satılan bitkilerden üç yüz çeşidinin bile dışarıdan getirildiğini ifade edersek bu alandaki boşluğu yeterince vurgulamış oluruz.
Meselenin Yenice boyutunun biraz daha anlaşılabilmesi için şunu da söyleyelim. Siz Yenice’de köylerde evlerimizin hemen yanı başında veya çayırlarda kendiliğinden yetişen ve solup giden ısırgan otunun kozmetik sektöründe kullanılmak üzere yurt dışından getirildiğini biliyor musunuz?
Yenice ekonomisine ilişkin olumsuzlukları hepimiz biliyoruz. Eğer samimi bir çıkış yolu arıyorsak emin olun ki en önemli kozlarımızdan birisi sahip olduğumuz bitki türü çeşitliliği olabilir. Bu sebeple bu önerimizi şehrin bugün ki yöneticilerinin dikkate alacaklarını ümit ediyorum.
Serdar Akca 10.04.2008
YENİCE İÇİN ÇIKIŞ YOLU-2 03.01.2009
YOLA DOĞRU DEVAM ETMEK 30.07.2008
YENİCE NASIL KURTULUR ? 20.05.2008
BİR ÇIKIŞ YOLU: TIBBİ VE KOZMETİK BİTKİLERİ 10.04.2008
SICAK PARA SOĞUK KRİZ 03.02.2008
PAKİSTAN’DA KAOS KİMİN İŞİNE YARAR? 01.01.2008
TAYLAND GEZİ NOTLARI 17.02.2007
ÇİN İZLENİMLERİM 03.12.2007
GELİN 1915 OLAYLARI KADAR 1918 OLAYLARINI DA KONUŞALIM 24.10.2007
ŞEHİR LOBİCİLİĞİ 22.09.2007
BÖLGE SANAYİİNİN TÜRKİYE LİSTESİNDEKİ YERİ 24.8.2007