BÖLGE SANAYİİNİN
TÜRKİYE LİSTESİNDEKİ YERİ
Serdar Akca 24.08.2007


Gelişmek, gelişmek, gelişmek.
Bu sihirli kelime artık herkesin dilinde. Her il gelişmek istiyor. Bir ilin gelişmişlik göstergelerinden en önemlisi o ilde bulunan özel sektör ve kamuya ait kuruluşların durumudur. Her ilde elbette ki irili ufaklı özel sektör ve kamu kuruluşları bulunmaktadır. Ancak birde birinci sınıf özel sektör ve kamu kuruluşları vardır ki şehirlerin asıl gelişimine katkı sağlayan işte bu kuruluşlardır.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye genelinde her yıl belirli dönemlerde bir önceki yılın 500 büyük sanayi kuruluşunun dökümünü çıkarıyor ve kamuoyuna açıklıyor. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin ‘‘2006 Yılı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Raporu’’ kamuoyuna açıklandı.

Bu raporda en dikkat çekici nokta demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren 38 firmanın ilk 500 firma içerisinde yer almasıydı. Bu firmalardan ilk 20’si ise ilk 100’ün içerisinde. Demir çelik sektörü 2006 yılını üretimde % 11,2 ihracatta ise % 14,9 oranında yükselişle tamamladı.Sektörün 2006 yılını bir önceki yılla mukayese ettiğiniz zaman üretimden satışlarda %33,6, satış hâsılatında %32,7, brüt katma değerde %77,3, öz sermayede %16,2, net aktiflerde % 20,3, vergi öncesi bilânço kârında %341 oranlarında büyüme sağlandığı görülüyor.

Demir ve çelik sektöründen bahsediyoruz. Yani bölgemizin koçbaşı sektörlerinden. Elbette ki Ereğli Demir Çelik ile Kardemir bu 500 firma listesinde sıralamada önemli yerlerde bulunuyorlar. Hatta en fazla kar eden şirketler sıralamasında geçen sene 4.sırada yer alan Erdemir bu yıl 2 basamak atlayarak 2.sıraya yükselmiş. En büyük 500 sıralamasında ise 6.sırada. Kardemir ise listenin 46.sırasında karşımıza çıkıyor. Bu iki firmanın bölgemiz için önemi herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Ancak her ikisi de kamu tarafından kurulmuş ve son dönemlerde özel sektöre geçmiştir. Kaldı ki Erdemir Ankara Ticaret odasına kayıtlı bir şirket olarak varlığını sürdürmekte ve vergisini de Ankara vergi dairelerine vermektedir. Kısacası sanayi yükünü bölge olarak Ereğli çekerken nimetlerini Ankara yemektedir.

Şimdi bu iki kurumu değerlendirme dışı bırakarak 500 büyük kuruluş listesini Karabük-Bartın ve Zonguldak sanayileri ve özellikle demir-çelik sektörü açısından ele alalım.

Listeyi incelediğimiz zaman bölgemizden sadece Ereğli’de faaliyet gösteren ve listeye 423.sıradan giren Çınar Boru Profil San. Ve Tic. Ltd.Şti. karşımıza çıkıyor. Bu şirket tüm verileriyle bölgeye ait bir şirket olarak gözüküyor. Yani şirket merkezi, üretim tesisleri ve satış merkezi Ereğli’de. Bu açıdan bakıldığında listede 3 ilimizden sadece bir tek özel sektör firması bulunuyor.

Ancak bunun yanında 2 firma daha dikkat çekiyor. Bu firmalar ticari hayatlarına Karabük’te başlamışlar. Bugün yollarına İSO’ya kayıtlı İstanbul merkezli birer şirket olarak devam ediyorlar. Bu şirketlerden biri 1949 yılında Karabük merkezli olarak faaliyete başlamış olan ve listede 48.sırada yer alan Yazıcı Demir Çelik San. ve Turizm AŞ’dir. Diğeri ise 1964 yılında yine Karabük’te ticarete başlayan ve bugün Türkiye’nin 38.büyük firması olarak karşımıza çıkan Çebi ailesine ait Kaptan Demir Çelik Endüstri ve Tic. AŞ. dir. Gönül İSO listesinde bu 2 başarılı grubumuzun karşısında İstanbul değil Karabük yazmasını arzu ederdi.

Bölgemiz Demir ve Çelik sanayi açısından oldukça önemli bir bölge. Doğru, ama özel sektör yatırımları açısından maalesef oldukça kısır kalmış bir bölge. Türkiye’nin 500 büyüğü listesinde Hatay-Dörtyol’a kayıtlı demir çelik sektöründe faaliyet gösteren 5 özel sektör firması birden bulunuyor. Buna İskenderun’uda eklerseniz bu sayı İskenderun Demir Çelik hariç 6’ya yükseliyor. Ülkemizde demir çelik sektörü açısından önemli büyümeler sağlanırken bu bile bu sektörde bölgemizin özel sektör yatırımları açısından ne kadar kısır kaldığını göstermeye yeten bir veri.

Diğer sektörler açısından durumu değerlendirmeye gerek bile görmüyorum. Çünkü listede yokuz. Mesela listede önemli sıralarda orman ürünleri grubunda MDF ve Sunta üretiminde faaliyet gösteren 3 büyük firma bulunuyor. Ama bizim 3 ilimizde bırakın bu sektörde Türkiye lideri çıkarmayı sektörün varlığından bahsetmek bile mümkün değil. Oysa bölgemiz ülkenin en önemli orman kaynaklarıyla içi içe. Buna rağmen bu sektörde yerimiz yok. Devrek’te bir sunta fabrikası vardı. Şimdi işletme problemleriyle boğuştuğu ve satılığa çıktığı ifade ediliyor.

Bu üç ilimizin nüfusu 1 milyon civarında. Yani neredeyse orta büyüklükte bir Büyükşehir nüfusuyla eşdeğer. Yaklaşık aynı nüfusa sahip bir Maraş ili bile kendi ticaret odasına kayıtlı 5,Gaziantep ise 6 firma ile yer alıyor listede. Kayseri’de ağırlığı mobilya sektöründe faaliyet gösteren Boydak grubu tek başına 6 ayrı firması ile 6 farklı sıralamada karşımıza çıkıyor. Kayseri’den toplam 17 şirket var listede. İlk 500’de Ege Bölgesinden toplam 84 firma bulunuyor.

Girişimcimiz mi eksik? Hayır değil. Zira yola bölgemizden çıkıp merkez olarak İstanbul’u tercih eden birçok firmamız var.
Hammaddemiz mi eksik? Hayır, hammaddenin içinde yüzüyoruz.
Çalıştıracak kaliteli elaman ve işçimi bulamıyoruz? Hayır değil. TÜİK verilerine göre işsizlik sebebiyle en fazla göç veren bölgeyiz.
Limanımız var. Demir yolumuz var. Kara yollarımız ana arterlere daha rahat ulaşabilecek pozisyonda. Peki, eksik olan ne?

Bölgenin yatırımlar için cazip olmaması ve cazip bölgelerle rekabet edecek avantajlarının bulunmaması.

Kendi insanımız bile yatırım için dışarı kaçtıktan sonra yabancı müteşebbisin bölgeye gelip yatırım yapmasını beklemek boş umuttan başka bir şey değildir.

Bu sebeple bölgemiz için yatırımcıyı çekecek ve yatırımları cazip hale getirecek özel bir yatırım ve istihdam teşviki uygulama programı’na ihtiyaç bulunmaktadır. Bu program bölgede var olan sektörel kalemleri kapsayacak içerikte olmalıdır. Yani il bazlı değil sektör bazlı olmalıdır. Mesela bu teşvik ile Demir çelik sektöründe yatırım yapacak tüm firmalar bölgemizden başka bir yer düşünememeli ve sadece ana sektör üreticileri değil alt sektör üreticileri bile yatırımlarını bu teşvikli bölgeye yapma ihtiyacı hissetmelidir. Öyle ki oluşacak potansiyel ile kısa zaman içerisinde bölgede bir demir çelik ticaret borsasının kurulması ihtiyacı doğabilmelidir.

Bu ve benzeri programlar bölgemizi yatırımcı açısından cazip hale getirecektir. Benzer programların uygulandığı illerdeki yatırım artış rakamları bunun en güzel örneğidir. Örneğin 5084 sayılı teşvik kanunu girişimci için yaklaşık %35–50 oranında maliyet avantajı sağlamaktadır ki bu yasanın uygulandığı 47 ilde son 4 yılda 1317 yeni üretim tesisi kurulmuş bulunmaktadır.

İşsizlik sebebiyle göç veren bölgemiz bir çıkış yolu aramaktadır. Bu çıkış yolunun sağlanmasının ilk adımı sektör bazlı doğru teşvik uygulamasıyla bölgenin yatırımlar için cazip hale getirilmesidir. Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşları listesinde önemli yerlerde özel sektöre ait şirketlerimizin yer almaya başladığı gün bölgemizin gelişmeye başladığı gün olacaktır.

Serdar Akca  24.08.2007